BİR BEKRİ MUSTAFA GELİP GEÇTİ

Yayınlama: 23.06.2020
Düzenleme: 18.12.2023 00:58
A+
A-

Geçenlerde Bekri Mustafa’nın muhtarlık hikayesini okudum. Açıkçası hikaye ve kahramanları bana hiç de yabancı gelmedi. Hatta ibretlik Bekri Mustafa hikayesinin nerede cereyan etmiş olduğunu araştırmaya niyetlendim. Sonra bizim Bekri Mustafa’ları hatırlayınca gereği yok diye düşündüm. Memlekette nice Bekri Mustafa’lar var zaten. Hikayeyi okuyunca sizin de Bekri Mustafalarınızın olacağını düşünüyorum. Buyurun işte size “Bekri Mustafa’nın Muhtarlığı ve Eşşeğin Semeri” hikayesi:

BEKRİ MUSTAFA’NIN MUHTARLIĞI VE EŞŞEĞİN SEMERİ

Saklıköy, dağların ardında unutulmuş, yanı başından geçen kocaman akarsulara rağmen kurak ve çorak bir köy
Saklıköy’ün sakinleri çalışkan ve dürüst
Lakin sorunlar yığınla ve çözüm yok
Sorunlarını ilçeye taşıyacak bir muhtar seçememişler yıllarca
Arayan soranları da olmamış
Öyle ya gözden uzak gönülden de uzak olurmuş
Nihayet son seçimde
Ayyaşoğullarının Bekri Mustafa, köy ihtiyar heyetine seçildikten sonra bol keseden vaatlerle adından söz ettirmeyi başarmış.
Beni muhtar yaparsanız;
Köye fabrikalar kuracağım!
Güneş panelleri getirip köye bedava elektrik vereceğim!
Yeni yeni kurslar açıp gençleri meslek sahibi yapacağım!
Projeler yaparak köye su getireceğim!
Petrol üretimini bile kat be kat artıracağım!
Yeni yeni binalar yaparak istihdamı artıracağım!
Köyümüz bölgenin en güzel ve en zengin köyü olacak!
Komşu köylere de ‘nükleer santral kuracağım!’
Ve daha nice vaatler…
Bekri Mustafa’nın namı ilçeye değil Ankara’ya bile ulaşmış.
Ankara bu şöhreti görmezden gelmemiş ve Bekri Mustafa’yı Saklıköy’e muhtar tayin etmiş.
Bekri Mustafa haberi alır almaz “Beni Ankara seçti!” havalarına girmiş.
Lokumcuların Ahmet’i
Köşkercilerin Mehmet’i
Öğretmenoğullarından Ali’yi ve daha pek çok köylüyü Kaymakam’a şikayet edip sürgüne göndermiş
Öyle ya Bekri Mustafa’yı Ankara Muhtar yapmıştı
Muhtara karşı olmak vatan haini olmaktı
Bir de köyün meydanına kutsal heykeller dikti ya!
Artık kim tutabilirdi Bekri Mustafa’yı…
Bakkal dükkanını işletmek
Kapları kalaylamak için
Başka köylerden usta diye çıraklar getirmiş
Cenazeyi öğretmene yıkatıp
İmamı okula öğretmen tayin etmiş…
Günler günleri haftalar haftaları kovalamış
Ne var ki
Bekri Mustafa yalan söylemekten icraata vakit bulamamış.
Dört yıl geçmesine rağmen;
Fabrikalardan eser yok
Güneş panellerinin ve nükleer santrallerinin esamesi bile okunmamış
Yeni kurslar açmak bir yana var olanlar kapanmaya yüz tutmuş
Köylüler suyu, su köylüleri uzaklardan seyretmeye devam etmiş
Bekri Mustafa’nın petrol projesinden petrol üreticileri bile haberdar olmamış
Nükleer santral ise “ham hayal” imiş
Köye yeni binalar kazandırmak şöyle dursun, kendisi de eski Muhtar’ın yaptığı Muhtar Evinde oturmuş
İş ve aş bulamayan köylüler kurtuluşu başka diyarlara kaçmakta bulmuşlar
Saklıköy giderek küçülüyor, köylüler giderek eziliyor
Lakin Bekri Mustafa’nın yalanlarının ardı arkası kesilmiyordu…
“Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” demiş atalarımız
Sabah ezanı vakti girmesine rağmen Bekri Mustafa’nın mumu yalakaların da desteğiyle hala can çekişmeye devam ediyormuş
Saklıköy dürüst insanlarıyla şöhret bulmuştu
Biri yalana teşebbüs etse burnu uzar, yüzü kızarırmış
Ama Bekri Mustafa öylesine kaşarlanmış ki
Yalanı essah gibi söylemesine rağmen ne burnu uzuyor, ne de yüzü kızarıyor
Literatürde münafıklar “iki yüzlü” olarak bilinir
Lakin Bekri Mustafa’nın her muhataba uygun bir maskesi, bir ayrı yüzü vardı…
Zamanı durdurmak mümkün değil
Dört yıl su gibi akıp geçiverince
Muhtarlık süresi de bitiverdi…
Bekri Mustafa’nın Saklıköy’de dört yıl boyunca hizmet adına bir dikili ağacı bile yok
Sahi
Eşşek olsaydı kalırdı semeri
Bekri Mustafa’nın ise muhtarlığından geriye bir semeri bile kalmadı…

Sahi Bekri Mustafa ve aveneleri size de çok tanıdık geldi değil mi?

YAZARIN TÜM ARŞİVİNE ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.