24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı dolayısıyla açıklama yapan Batman Medya Mensupları Derneği Başkanı Salih Özcan, kamu kurumlarının yerel basına yönelik desteklerini kesmesine tepki göstererek basın camiasının zor bir süreçten geçtiğini söyledi.
Yerel basının ekonomik sorunlarla boğuştuğunu, bu yüzden asli vazifesini yapmakta sıkıntı çektiğini belirten Özcan, bir kentteki yerel basının o kentin gözü kulağı olduğunu vurguladı.
Basının halkın talep, sorun ve sıkıntılarının yetkililere iletilmesi için bir köprü görevi gördüğünü ifade eden Özcan, “Bu anlamda Batman’daki yerel basın, yerel gazeteler kentin kalkınması ve hayati önemdeki projelerin hayata geçirilmesi için kamuoyu oluşturma dahil çok önemli görevler üstlenmektedir. Yerel basın halk ile yetkililerin kaynaşması için de önemli bir misyona sahiptir.” dedi.
Salih Özcan
“Tasarruf tedbirleri bahanesiyle aboneliklerin iptali yerel basına büyük darbe vurdu”
Tasarruf tedbirleri kapsamında yerel basına uygulanan ekonomik kısıtlamaların, aboneliklerinin iptal edilmesinin ve benzeri uygulamaların yerel basını çok zor durumda bıraktığını belirten Özcan, “Ne yazık ki yerel basın çok sıkıntılı günler geçiriyor. Birçok gazete kapanma noktasında. Tasarruf tedbirleri bahanesiyle aboneliklerin iptali ve diğer kısıtlamalar yerel basına büyük darbe vurdu. Ekonomik sıkıntılar yüzünden gazeteler misyonlarını yerine getiremeyecek durumda. Gazeteciler basın bayramını buruk karşılıyorlar.” ifadelerini kullandı.
“Tasarruf genelgesinde basınla ilgili olumsuz madde kaldırılmalıdır”
Valilik ve belediye yetkililerine çağrıda bulunan Özcan, “Batman’ın sesi olacak, Batman’ın sorun ve taleplerini dillendirecek, kalkınmış bir Batman’a katkıda bulunacak güçlü bir yerel basın isteniyorsa tasarruf tedbirleri bahanesiyle yerel basına uygulanan ekonomik kısıtlamalar derhal kaldırılmalı, bu hatadan vazgeçilmeli, tasarruf genelgesinde basınla ilgili olumsuz madde kaldırılmalıdır.” dedi.
Batman Bağımsız Gazeteciler Derneği Başkanı Veysi Demir ise yayımladığı mesajda, hükümetin uyguladığı tasarruf tedbirlerinden yerel basının muaf tutulması ve desteklenmesi gerektiğini kaydetti.
Veysi Demir
“Sansür kalkmadı her dönemde var olmaya devam etti”
24 Temmuz 1908’de basında sansürün kaldırıldığının söylenmesine rağmen sansürün fiili olarak her dönemde devam ettiğine dikkat çeken Demir, “O dönemde kaldırıldığı belirtilen sansür her dönemde var olmaya devam etti. İktidarların değişmesiyle gücü eline geçirenler basına sürekli sansür uygulamaya devam etti.” ifadelerini kullandı.
Sansürün günümüzde şekil değiştirerek devam ettiğine işaret eden Demir, “Aslında kaldırılmış dediğimiz sansür hiçbir şekilde kaldırılmamıştır. Kurumların baskısı, patron baskısı, lobiler, güç odakları ve basına reklam verenlerin oluşturduğu baskı nedeniyle bir şekilde sansür ve baskı devam ediyor ve devam edecektir. Basında sansür kalkacak demek hayalcilik olur.” dedi.
“Tasarruf tedbirleri yerel medyayı kapsamamalı”
Yerel basının yaşadığı sıkıntılara değinen Demir, yerel medyanın son yıllarda çok ciddi ekonomik sıkıntı içinde olduğunu belirterek, “Hazine ve Maliye Bakanlığının yayımladığı tasarruf tedbirleri yerel basına büyük bir darbe vurmuştur. Tasarruf tedbirlerinin bu şekilde uygulanması sonucu kurumlar yerel gazetelere olan aboneliklerini iptal ettiler. Ekonomik olarak zor günler geçiren yerel basın çalışamayacak noktaya gelmiştir. Bu yüzden hükümetin yerel gazeteleri bundan muaf tutmasını talep ediyoruz.” ifadelerine yer verdi.
“Filistin’de 162 gazeteci katledildi”
Siyonist işgalcilerin Gazze’de sürdürdüğü katliam ve soykırıma değinen Demir, şöyle devam etti:
“israil 7 Ekim’den bu yana Gazze ve Batı Şeria’da Filistin halkına karşı bilinçli olarak hiçbir kutsal ve kırmızı çizgisi tanımadan terör uyguluyor. Planlı olarak sivilleri ve gazetecileri hedef alıyor. Şu ana kadar Gazze’de yüzde 70’i kadın ve çocuk olmak üzere 40 bine yakın sivili katletti. Gazze’de yaşanan katliamlar ve soykırım dünya kamuoyuna yansımasın diye gazetecileri bilerek katlediyor. Filistin’de 162 gazeteci meslektaşımız işgalciler tarafından katledildi ve onlarca gazeteci alıkonuldu. Gazeteciler ve ailelerinin bilinçli olarak katledildiği bir ortamda basın özgürlüğünden bahsedemeyiz.”