Kayseri’de başlayan ve ülke geneline yayılan Suriyeli mültecilere yönelik saldırılara yazılı açıklamayla sert tepki gösteren Batman Düşünce ve İnanç Özgürlüğü Platformu, mültecilerin can ve mallarının koruma altına alınıp sokakları kana bulayanların ise cezalandırılmasını istedi.
Kayseri’de 6 yaşında bir kız çocuğun Suriyeli bir erkek tarafından cinsel istismara uğradığı haberi sosyal medya üzerinden servis edildiği belirtilen açıklamada, haber üzerine her biri birer suç makinası olan kalabalıkların sokağa çıkarıldığı ve mülteci karşıtı, ırkçı sloganlar eşliğinde Suriyelilere ait evleri ateşe verdiği, araçları tahrip ettiği ve dükkânlara zarar verdiği ifade edildi.
Saldırılardan korunmak isteyen sığınmacıların saatlerce evlerine kapanıp can ve mal korkusu yaşadıkları kaydedilen açıklamada, “Kayseri olaylarının tetiklemesiyle Antalya’da 3 kişi henüz çocuk yaşta sayılabilecek bir Suriyeli genci bıçaklayarak katletmiştir. Bilahare Bursa, Hatay Reyhanlı, Adana, Antep, Antalya Serik ve Konya’da sokağa inen kalabalıklar da yabancılara, mültecilere dönük nefretlerini bu kıvılcım sayesinde aşikâr etmişlerdir.” denildi.
“Toplumda nefret duygusunun yeşermesi önlenmelidir”
Kayseri ve diğer şehirlerde olup bitenlerin masum tepkiler olmadığına işaret edilen açıklamada, “Bilakis bu olaylar ırk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkını gözeterek toplumun kin ve düşmanlığa tahrik edilmesinin bizatihi kendisidir. Suriyelilere yapılan linç eylemleri toplumda bizzat kin ve nefret duygularının körüklenmesi suçu içermektedir. Suç ile kamu düzeni, toplum huzuru ve barışının bozulması hedeflenmiştir. Bu nedenle toplumda kin ve nefret duygularının yeşermesini önlemek maksadıyla güvenlik ve adli birimlerin asla taviz vermemesini beklemekteyiz.” ifadelerine yer verildi.
“Devlet tavrı suçu önlemeye değil teşvik etmeye yol açacak”
Açıklamasında güvenlik güçlerinin olaylara müdahale şeklini eleştiren Düşünce ve İnanç Özgürlüğü Platformu, “Kayseri güvenlik birimlerinin ‘Zaten mağdur Türk değil Suriyeli’ diyerek, mağdurun kimliğini ön plana çıkartarak vahşeti yatıştırmaya çalışması kabul edilemez. Öte yandan sokakları kana bulayan canilere ‘Tepkinizi gösterdiniz. Sizi anladık, mesajınızı aldık. (…) Lütfen ailelerinizi alın, evlerinize geçin. Biz gerekeni yapacağız’ şeklindeki devlet tavrı suçu önlemeye değil teşvik etmeye yol açacaktır.” dedi.
“Siyasetçilerin ırkçı söylemleri infiale dönüştü”
Suriyeli mültecilere saldırılarda bulunanlara ağır cezaların verilmesi gerektiği vurgulanan açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:
“Uzun süredir kimi siyasetçiler, sosyal medya mecraları ve basın kuruluşlarının körüklediği ırkçı söylemler maalesef Kayseri’de infiale ve patlamaya dönüşmüştür. Fitne ve fesat odakları ektiklerini biçmiş, toplumsal huzurumuzu zedelemişlerdir. Çanakkale’yi, Filistin’i ve tüm Ortadoğu’yu birlikte savunduğumuz Suriyeli Müslümanlarla güçlü tarihi bağlarımız bulunmaktadır. Maruz kaldıkları iç savaş yüzünden muhacir durumuna düşüp Anadolu’ya sığınan bu kardeşlerimize bir de içimizdeki vandalların saldırmasına asla izin vermemeliyiz. İlgili ve yetkili birimlerden sığınmacıların mal ve canlarının koruma altına alınmasını talep ediyor, sokakları kana bulayanlar hakkında da cezai işlemlerin geciktirilmeden yürütülmesini talep etmekteyiz.”