Batman İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Semih Canpolat, 15 Eylül Dünya Lenfoma Farkındalık Günü dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
Canpolat, vücudun bağışıklık sisteminde önemli rol oynayan lenf bezlerinde ortaya çıkan lenfomaların, lenfosit hücrelerinden kaynaklanan kötü huylu hastalıklar olduğunu belirtti. Lenfomalar, Hodgkin Lenfoma ve Hodgkin Dışı Lenfoma olmak üzere iki ana tipte görülmekte olup, erkeklerde kanserler arasında yedinci, kadınlarda ise sekizinci sırada yer alıyor. Çocuklarda daha nadir görülen bu hastalık, erkek çocuklarda milyonda 24, kız çocuklarında ise milyonda 11,4 oranında tespit ediliyor.
RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT
Lenfomaya neyin sebep olduğu tam olarak bilinmemekle birlikte; yaş, cinsiyet, coğrafya, kimyasallara maruz kalma, zayıf bağışıklık sistemi gibi faktörlerin riski artırabileceği düşünülüyor. Hastalığın belirtileri arasında bacaklarda şişkinlik, karın ağrısı, gece terlemeleri, kilo kaybı ve kronik öksürük gibi semptomlar bulunuyor. Ancak bu belirtiler lenfoma dışında başka rahatsızlıklardan da kaynaklanabileceği için, uzman doktorlara danışılması büyük önem taşıyor.
ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR
Dr. Canpolat, erken teşhis için henüz kabul edilmiş bir tarama yöntemi bulunmadığını belirtti. Ancak, şüpheli belirtiler görüldüğünde bir sağlık kuruluşuna başvurmanın ve detaylı tetkikler yaptırmanın önemini vurguladı. Lenfomanın teşhisinde biyopsi, kan testleri ve görüntüleme yöntemlerinin yanı sıra öykü ve fizik muayenenin de önemli olduğunu belirtti.
FARKINDALIK GÜNÜ ETKİNLİKLERİ
Her yıl 15 Eylül’de Dünya Lenfoma Farkındalık Günü kapsamında etkinlikler düzenleniyor. Bu kapsamda Batman’da halkı bilgilendirme amacıyla stantlar kurulacak ve bilgilendirici broşürler dağıtılacak. Dr. Canpolat, “Erken tanı ve tedavi hayat kurtarır” ilkesine vurgu yaparak, hastalığın farkında olmanın hayati önemde olduğunu ifade etti.
“Prostat Kanseri Riskine Karşı Düzenli Kontrol Şart”
Batman İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Semih Canpolat, 15 Eylül Prostat Kanseri Farkındalık Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, prostat kanserinin erkeklerde akciğer kanserinden sonra en sık görülen kanser türü olduğuna dikkat çekti.
Ülkemizde yüz binde 40,3 oranında görülen prostat kanseri, özellikle yaş ilerledikçe riskini artırıyor. Dr. Canpolat, 50 yaş sonrasında prostat kanseri riskinin hızla arttığını ve vakaların büyük kısmının 65 yaş üzerindeki erkeklerde görüldüğünü belirtti.
RİSK FAKTÖRLERİ
Ailesel yatkınlığın önemli bir risk faktörü olduğunu vurgulayan Dr. Canpolat, babasında ya da erkek kardeşinde prostat kanseri olan erkeklerin bu hastalığa yakalanma olasılığının iki katından fazla olduğunu ifade etti. Ayrıca doymuş yağ ve kırmızı et tüketiminin fazla olduğu, sebze-meyve tüketiminin düşük olduğu diyetlerin de prostat kanseri riskini artırabileceği biliniyor. Bazı kimyasal maddelere maruz kalmanın da risk oluşturduğunu belirten Canpolat, itfaiyecilerin maruz kaldıkları kimyasalların prostat kanseri riskini artırabileceğine dair bulguların olduğunu söyledi.
BELİRTİLER VE ERKEN TEŞHİS
Prostat kanserinin erken evrede belirti vermediğini, ancak kanser dokusunun büyümesiyle birlikte idrar yapma zorluğu, idrarda kan ve ereksiyon problemleri gibi şikayetlerin ortaya çıkabileceğini belirtti. Dr. Canpolat, bu belirtilerin her zaman kansere işaret etmediğini, prostatın iyi huylu büyümesi gibi durumlarla da ilişkili olabileceğini ifade etti. Yine de idrarla ilgili sorun yaşayanların bir üroloji uzmanına başvurarak erken teşhis için gerekli kontrolleri yaptırmaları gerektiğini vurguladı.
DÜZENLİ KONTROLLER HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
Prostat kanserinin tanısının biyopsi ile konduğunu belirten Dr. Canpolat, 50 yaşından itibaren tüm erkeklerin, ailesinde prostat kanseri olanların ise 40 yaşından itibaren düzenli olarak PSA (Prostat Spesifik Antijen) testi yaptırmasının önemine dikkat çekti. Ülkemizde prostat kanseri vakalarının %70,9’unun erken evrede teşhis edildiğini belirterek, bu durumun tedavi sürecini kolaylaştırdığını ifade etti.
KORUNMA YÖNTEMLERİ
Prostat kanserini tamamen önlemenin kesin bir yolu bulunmamakla birlikte, sağlıklı bir yaşam tarzının riski azaltabileceğini vurgulayan Dr. Canpolat, düzenli fiziksel aktivite, sebze ağırlıklı beslenme ve sağlıklı kiloda kalmanın önemini vurguladı.