SURİYE’DE İÇ SAVAŞ GİRİŞİMİ

Yayınlama: 16.03.2025
A+
A-
     Şükür ki olaylar yatıştı ancak fesat odakları ve propaganda ve algı yönetimleri makine haline gelmiş kitle iletişim araçları devrede. Meseleyi körükleyen ve başı çeken ise her zamanki gibi CHP ve aveneleri oldu. Maşallah bu konuda çok mahir ve maharette üstlerine yok! Hemen meseleyi mezhep kışkırtıcılığına getirerek Suriye’deki 56 yıllık Baas rejiminde sefasını çekmiş ve bu sefayı onlardan olmayan diğerlerine zulüm ederek, Nusayri kırıntılarının yanında yer aldılar.
     Sosyal medyada ne idüğü belli olmayan papaz kılıklı Esed’in beslemesi Alevi dedesi “Selim Narlı” “Suriye’de Türkiye’yi istemiyoruz, İsrail’i istiyoruz” diyerek hain olduğunu ilan etmiştir. Suriye’de bir Mezhep çatışması yoktur ey milletimiz! İsrail’in planlarına uşaklık yapan Esed’in artıkları, siyasal Nusayrilerin başkaldırması vardır. İsrail’in korumasına girmek için İsrail hükümeti ile görüşeceğini söyleyen Selim Narlı’yı, CHP Hatay Milletvekili TBMM Dışişleri Komisyonu ile Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Alt Komisyonu Üyesi Mehmet Güzelmansur on gün önce ziyaret etmişti.
     Bu çağrılar üzerine Türkiye’deki Alevi Dernekleri üç ilde yürüyüşler yapmaya başladı. Mülkiye amirlerinin izinsiz yürüyüşe izin vermemeleri sonucu, Alevilerin adına açıklamalarda bulunan ve hoşnutsuzluğunu dile getiren CHP İl Başkanlarıdır. “Bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın” mantığının neticesi olan bu zihniyet bir gün dahi Esed döneminde yapılan zulümlerine ses çıkarmadılar, Allah’ın adaleti devran döndü şimdi o yılan Nusayrileri ısırınca vaveylalar kopmaya başladı.
     Bu da Alevi ırkçılığıdır ve evrensel İslam dinine ve insan hakları evrensel beyannamesine de aykırıdır. Irak’ın fetva otoritesi Ayetullah Sistani, medyaya son dakika haberi olarak düşen talihsiz fetvası, “Suriye’de Ahmed El-Şara ile anlaşmak caiz olmaz” demesidir. Ama Esed zulüm yaparsa onunla anlaşmak ve yardım etmek caizdi değil mi?
     Sosyal medyada klavye mücahitleri ve fesat tohumu boşboğazlar ise her zaman olduğu gibi Erdoğan ve hükümetine olan kinlerinden dolayı Suriye’deki olaylar üzerine yorumlarda bulunuyor ve kinlerini kusuyorlar. Böylece Hem İsrail’in ekmeğine yağ sürüyor hem de Esed’in misli ve benzeri olmayan zulüm rejimini meşru göstermeye çalışıyorlar. Bazılarının yorumlarını okuma fırsatım oldu edebe, ahlaka ve adaba aykırı bir şekilde Ahmet El-Şara için (o…) çocuğu diyecek kadar alçaldıklarına şahit oldum. Bu nasıl bir izansızlık ya Kahhar? Bizi bunlarla haşr etme!
     Zulüm kimden gelirse gelsin adı üstünde zulümdür. Onlar zulüm yaptı diye kimsenin zulüm yapma hakkı olmaz. Çünkü kötüler iyilerin öğretmeni değillerdir. Ahmed Eş-Şara: “hükümetimizin tasvip ettiği şeyler değil ve olanlar çok zulüm görmüş bir halk patlamasıdır ve ferden yapılmıştır. Halkımı sükunete davet ediyorum, suçlular yargılanacaktır, mesajını vermiş ve Lazkiye ve Tartus’taki kıyı bölgelerinde çatışmaların ardından barış çağrısında bulunmuştur. Eş-Şara “Ulusal birliği ve sivil barışı mümkün olduğunca korumalıyız… Bu ülkede birlikte yaşayabileceğiz” dedi. Geçici devlet başkanı, pazar günü Şam’daki bir camide yaptığı konuşmada, “Şu anda Suriye’de olanlar, beklenen zorluklar kapsamında değerlendirilmeli” demiştir.
     Fakat Suriye’nin sabık Sfenks’i Esed ailesi zulmü ki, arşı Alayı doldurmasına rağmen ses çıkarmayanlar bugün Nusayrilere zulüm yapılıyor deyip bir nevi mezhep kışkırtıcılığı yapmaları, kelimenin tam anlamıyla bir fitnedir. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Suriye’de Alevi sivilleri hedef alan çatışmalarla ilgili olarak Hatay’a gitmek üzere heyet görevlendirmiş. Suriye’de daha önce olan zulümler için girişimin neydi merak ediyoruz.? CHP’nin derdi nedir Allah için Müslümanlarla?
     CHP Grup Başkan Vekili, Ali Mahir Başarır Hatay’dan, “Buradan Ankara’ya sesleniyoruz, Avrupa’ya sesleniyoruz, BM’ye sesleniyoruz. Bugünden tezi yok Suriye’de bakın, akan kanı durdurun. Yapılmazsa Milletvekillerimizle birlikte Lazkiye’ye gideceğiz, ölümse ölüm.” diyordu.
     CHP’nin rengini alan bukalemun, CHP’li Cemal Enginyurt; “Hz. Ali’nin “Bir yerde zulüm varsa ya engel olun ya da duyurun.” Sözlerini istismar ederek CHP milletvekilleri olarak Suriye’ye gideceklerini söylüyor. Maksadınız fitnedir zulmü durdurmak değildir. Hz. Ali Haricilerin “Hüküm Allah’ındır” sloganlaştırdıkları ayet için “Batıla alet edilmiş bir söz” diyordu. Buyurun elinizi, ayağınızı bağlayıp tutan mı var? Ne diye gideceksiniz? Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Eş-Şara size; Esed tarafından milletimize bunca zulüm yapılırken neredeydiniz dese ne cevap vereceksiniz?
     CHP zihniyetinde Suriye’den Sünniler Türkiye’ye Esed’in zulmünden kaçıp geldiğinde mülteciye karşı çıkıyor. Ama Nusayriler, Suriye’de fitne çıkarmış diyor ki, Nusayrilere acilen kapı açılması lazım. Nusayrilerin mutlaka gelmesi lazım. Hani mülteciye karşıydınız? Ama bunlar Nusayri ve onlardan!
     Emperyalist güçler Suriye’de bir iç savaş peşindedirler. Suriye’nin yeni yönetimi Türkiye’nin desteğini alıyor. Türkiye, bölgede ordu donanımıyla bir güç durumuna gelmiştir. Türkiye’nin kendi içinde ve sonra da terörsüz bir Ortadoğu planı İsrail için bir tehlike arz ediyor. Çünkü bölgenin amansız terör örgütü ve bütün tedhiş ve terör örgütlerinin hamisi İsrail’dir.
     Esat rejimin kırıntıları sefasını çektikleri ve milletin boğazından edilerek kendilerine verilenlerden uzak kaldıkları için Suriye’de fitne çıkarıyorlar. Bunların kökü dışardadır desek yine dış mihraklar deyip işi sulandıranlar devreye gireceğini hesaba katarak söylüyorum. Suriye’yi karıştırmak isteyenler dış mihraklardır ve emellerine ulaşamayacaklardır çünkü topyekûn Suriye’nin %90 milleti ve halkları artık kabul etmiyor ve Esed’in rejimine son vermiştir.
     Siyonistlerin protokollerinde “mezhep kışkırtıcılığı yapın” denilmiyor muydu? Siyonist ve emperyalistlerin rahat duracakları saflığına düşmemeliyiz. Halen Ortadoğu’da mezhep savaşı oluyorsa bu Müslümanların ne kadar geri kaldıklarının ve taassup çemberinden çıkmadıklarını gösteriyor. Rakip inançları, mezhepleri bir arada barış içerisinde yaşatan İslam medeniyetinin bugün geldiği nokta utanç verici ve yüz kızartıcıdır. “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden, bizi helak eder misin, Allah’ım?” (Arâf:155)
    Muhammed İkbal’in feryadıyla feryat ediyorum: “Bak bütün Şark ne halde, / Hindistan’dan isyan et; Semerkant’tan / Irak’tan, Hemedan’dan tuğyan et; / Uyan derin uykudan uyan.” biz biliyoruz ki, Allah’ın fermanıdır: “bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez.” (Rad:11)
     Mehmet Akif’in feryadıyla feryat ederek: “Ey koca şark, ey ebedî meskenet! Sen de kımıldanmaya bir niyet et. / Korkuyorum, garbın elinden yarın Kalmayacak çekmediğin mel’anet. / En büyük düşmanıdır ruh-i Nebî tefrikanın; Adı batsın onu İslâm´a sokan kaltabanın! / Ey cemaat (ümmet), yeter Allah için olsun, uyanın! / Sesi pek müthiş öter sonra kulaklarda çanın!” diyorum. Vesselam.
Muhammed Zeki Mirzaoğlu
Araştırmacı Yazar

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.