Tüm dünyada ölümün önde gelen nedenlerinden biri: Hipertansiyon. DSÖ verilerine göre dünyada 1,3 milyar insan hipertansiyon hastası var ve bu hastaların %46’sı bunun farkında değil. Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi İç Hastalıkları Anabilim Dalından Doç. Dr. İskender Ekinci, Dünya Hipertansiyon Günü’nde hipertansiyonun “sessiz katil” olarak tanımlandığını, hastalığın farkındalığının ve kontrol altına alınma oranlarının çok düşük olduğunu söyledi.
Dünya Hipertansiyon Günü’nde Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Anabilim Dalından Doç. Dr. İskender Ekinci, hastalığın sinsi seyirli olduğuna ve her yaşta ortaya çıkabileceğine dikkat çekerek uyardı. “Hipertansiyon, kan basıncının (tansiyon) yüksek olması yani kan dolaşımı için gerekli olan düzeyin üzerinde olması durumudur” diyen Doç. Dr. Ekinci, hastalığın kendine özgü tipik şikayet ve muayene bulguları olmadığının altını çizerek şunları söyledi: “Hastalık sessiz bir şekilde ilerleyip pek çok organ ve sistemde hasara neden olabilir. Hipertansiyonu olan hastaların yaklaşık yarısı bu hastalığa sahip olduğunun farkında değildir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün yayınladığı son verilere baktığımızda dünyada 1,3 milyar insanın hipertansiyon hastası olduğu, bu hastaların %46’sının bunun farkında olmadığı, hipertansiyon tanısı konulan kişilerin %42’sinin tedavi aldığı ve hastaların sadece %21’inin tansiyonunun kontrol altına alındığı görülmektedir.”
Yaşlanma ve obezite en önemli nedeni
“Hipertansiyon gelişimi için en önemli risk faktörü yaşlanmadır” diyen Ekinci, hipertansiyonun bir diğer önemli nedeninin ise obezite olduğunu söyledi. Ekinci, DSÖ’ye göre her 8 kişiden birinin obez olduğunu, bu durumun günümüzde çocukluk çağından itibaren büyük bir problem olduğunu ve bunun da hipertansiyon riskini arttırdığını belirtti. Ekinci, hipertansiyonun diğer nedenlerini ise şöyle sıraladı: “Sigara içmek, aşırı alkol tüketmek, fiziksel olarak yeterince aktif olmamak, düzensiz ve dengesiz beslenmek, aşırı tuzlu beslenmek, yeterli düzeyde uyku uyumamak (özellikle günde 7 saatten az uyumak), yoğun stres maruziyeti ve genetik faktörler.” Ekinci ayrıca kan basıncının tiroit hastalıkları, böbrek ve böbrek üstü bezi hastalıkları, kalp hastalıkları ve uyku apnesi gibi pek çok hastalık varlığında ve ağrı kesici / kortizon / anti depresan gibi bazı ilaçların sık kullanımında da yükselebileceğinin akılda tutulması gerektiğini ekledi.
Bulanık görme ve çarpıntıya dikkat
Yukarıdaki faktörlerinden herhangi birine sahip olan her bireyin hipertansiyon hastalığı için doğal bir aday olduğunu belirten Ekinci, bu hastalığın tipik bir semptom ve bulgusunun olmadığını ama baş ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı, göğüs ağrısı, kol veya bacaklarda uyuşma, burun kanaması, çift görme, bulanık görme ve çarpıntı gibi şikayetlerle kendini belli edebileceğini ifade etti.
Tanı için doğru ölçüm şart
Ekinci, hipertansiyon şüphesi olduğunda tanı için kan basıncının doğru bir şekilde ölçülmesinin önemine işaret ederek sözlerine şöyle devam etti: “Kan basıncı sessiz ve ortam ısısı uygun bir odada ve en az 5 dk dinlenmiş olduktan sonra ölçülmelidir. Ölçümden önceki yarım saat içinde çay ve kahve tüketiminden kaçınılmalı ve sigara içilmemelidir. Egzersizden ve yemekten hemen sonra ölçüm yapılmamalıdır. Ölçüm için uygun tansiyon aleti seçilmeli, ölçüm esnasında tansiyon aletinin manşonunun altında kıyafet olmamalı, hasta konuşmamalı ve bacak bacak üstüne atmamalıdır. Ölçümler gün içinde farklı saatlerde ve her iki koldan yapılmalı ve kaydedilmelidir.”
Bunlara dikkat!
Hipertansiyonu olan kişileri tavsiyelerde bulunan Ekinci, şunları söyledi: “İlaçların düzenli bir şekilde, aksatılmadan ve önerilen dozda kullanılması çok önemlidir. Sigara ve alkol tüketiminden kaçınmak, sağlıklı beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, obez ise kilo vermek ve tuz kullanımını azaltmak tansiyonu kontrol altına almak için önerilen yaşam tarzı değişiklikleridir. Evde düzenli kan basıncı ölçümleri ve periyodik doktor takipleri hem kan basıncının kontrol altında tutulması hem de hastalık seyrinin yakın takibi açısından çok önemlidir.”
‘Sessiz katil’ kalp damar hastalıklarını tetikliyor!
“Hastalık sessiz ve sinsi seyri nedeniyle “sessiz katil” olarak anılmaktadır” ifadelerini kullanan Ekinci, hipertansiyonun kontrol altına alınmadığında hem inme, beyin kanaması ve kalp krizi gibi acil müdahale gerektiren durumlara hem de uzun vadede kalp, böbrek ve göz gibi pek çok organda kalıcı hasarlara neden olabileceğini ve tüm dünyadan ölümün en önde gelen nedenlerinden biri olduğunu belirtti. Sözlerine hipertansiyon farkındalığının arttırılması, hastalığın erken tanınması ve kontrol altına alınması ile bu tablonun geri döndürülebileceğini belirterek son veren Dr. Ekinci son olarak şu sözlerin bir slogan gibi daha yüksek sesle haykırılması gerektiğini ifade etti: “Kan Basıncını Doğru Ölç, Kan Basıncını Kontrol Altına Al ve Uzun Yaşa”.