KAMU DER’den istişare toplantısı

Toplantıya Batman Valisi Ekrem Canalp, Kamu-Der Genel Başkanı Cevdet Baştuğ, Batman Ticaret Borsası Başkanı Arif Güneş, DP Batman İl Başkanı Ahmet Güneş, MHP il Başkanı Muhammed Arif Çetin ve Kamu Der İlçe Başkanları katıldı.

Türkiye’nin kamu çalışanların kamu emekçilerin, kamu sorunları çok olduğunu söyleyen Kamu Der Genel Başkanı Baştuğ “Anlatmaya kalkarsanız iki saat alır.  Kamu der deyince onun için hep diyoruz.  Bundan dolayı da diyoruz ki adımız Kamu Der, soyadımız Türkiye. Biz Türkiye’ye hitap ediyoruz. Burada da söylüyorum, Ankara’da da söylüyorum. Televizyonlarda da söylüyoruz. Kamu der, Adımız kamudan, soyadımız Türkiye diyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşıyız. Türkiye’yi seviyoruz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Onun için Kamu Der olarak hiçbir siyasi partinin arka bahçesi değiliz. Bütün siyasi partilere eşit mesafedeyiz. Kamu görevini güzel yapan valilerimiz, müsteşarlarımız, kurum başkanlarımız kimler olursa olsun, inancı ne olursa olsun Bu ülkenin hayrına bir çivi çakıyorsa biz kendilerini alkışlıyoruz. Hep yanlarında oluyoruz. Türkiye’nin hayrına olmayan kim şeyler söylüyorsa mutlaka karşısındayız.” diye konuştu.

Batman valisi Ekrem Canalp: “Siz, kamu görevlilerinin, kamunun her zaman için canlı ve diri kalabilmesi için bir sivil toplum inisiyatifi olarak kendinize görev adetmişsiniz ve bu çerçevede çalışıyorsunuz. İçimizde bulunanlardan bir kısmı siyasi parti temsilcileridir. Bir kısmı da sivil toplum kuruluşlarının temsilcileridir, başkanlarıdır. Sivil toplum demek, milletle devletin tam ortasında bir yerde bulunuyor demek. Böyle olmak gerekiyor. Bir tarafımız kamu, devlet, öbür tarafımız millet, tam ortada sivil toplum bulunuyor. İkisinin tam karışımı. Neden tam karışımı?  Çünkü devlet dediğiniz zaman devletin asli amacı kamu hizmeti vermektir. Devletin amacı kar elde etmek değildir. Ama özel kesim dediğiniz zaman özel kesimin bir amacı var kar elde etmektir. Firmalar, şirketler bunun için kurulur. Sivil toplum kuruluşu dediğiniz zaman tam içsinin ortasında bir yerde duruyor. Amacı kamu hizmeti kamuya faydalı iş yapabilmek ama kar elde etmek değil. Bir tarafı devletin amacı bir tarafı toplumun amacı. İkisinin amacını beraberce bir araya getirebilen çok harikulade bir yapıdır sivil toplum kuruluşlarımız. Geçmişte bundan 30 yıl önce 40 yıl önce genellikle toplumları şöyle tasvip ediyoruz. Sivil daha doğrusu özel ve kamu. Bu kadar basitti. İkiye ayrılıyordu. Yani kamu kesimi ve özel kesim diyorduk. Şimdi bu şekildeki tanımlama artık yetmiyor. Kamu kesimi, özel kesim ve bir de sivil toplum kuruluşları diye artık üçüncü bir kategoriyi de bizler toplumları tanımlamak için kullanıyoruz. Peki kamu bu tahsifatın içerisinde nerede yer alıyor?  Devlet demiş olduğumuz organizasyon, icat etmiş olduğumuz dünyadaki en harika yapıdır. İnsanoğlunun toplumların devlet teşkilatlanmış halidir. Teşkilatlanma olmadan devlet yerine alternatif olan ne kadar yapı varsa devlet karşısında bugüne kadar ayakta kalamadı. Bütün toplumlar artık evrimleşe evrimleşe dönüşe dönüşe Gelmiş oldukları nokta devlet yapısıdır. Devlet yapısı mükemmel bir yapı bir yaştan baktığınız zaman. Toplumun her türlü ihtiyacına koşuyor. Normal, olağan hayatın devam edebilmesi için devlete ihtiyaç var. Devleti bir gün bir gece ortadan kaldırsanız insanlar birbirine giriyor. İnsanların kapısının içerisinde güvenliği kalmıyor. Binanın içerisinde güvenli hissetmiyor. Kendini sokakta güvenli hissetmiyor. Bir gece bile devleti ortadan kaldıramıyorsunuz. İşte bak buralarda örnekleri oldu. Yani devlet bir gün sahada zayıf kaldırdığı zaman değil, bir gün sahada zayıf kaldığı zaman insanlar dediler ki eyvah çok kötü şeyler oluyor. Ve bundan dolayı bu bölgeyi terk eden aileler oldu. Devletin bir günlük zafiyeti bile, bir günlük zayıflaması bile insanların içerisinde derin yaralar bırakmaya yetiyor. Devlet normal olağan zamanda dahi bu kadar lazım bize. Sonra eğer insanlar toplumun içerisinde bir kısım insanlar çok fakirlik hissediyorsa sosyoekonomik olarak yaşamakta zorluk hissediyorsa yine devlet yetişiyor. Yani bugün Batman’da da Güneydoğu Anadolu bölgesinde de Marmara bölgesinde de Türkiye’nin en zengin olarak bilmiş olduğunuz bölgelerin hepsinde de değişmez bir kural var. Eğer Bir insan kendini ekonomik olarak yetersiz hissediyorsa hemen devletin kapısına müracaat ediyor ve devlet kendisini ekonomik olarak destekliyor.”